Başlamadan önce yazdıklarıma güzel eleştirilerle veya görüşlerini belirterek yorumda bulunanlara teşekkür ediyorum, onları okumak beni cidden mutlu etti. Yenilikçilik hareketinin metal müzikte bıraktığı izler hakkında başkalarının da objektif bir bakış açısına sahip olduğunu görmek umut verici...
Başlığımın adını 'Extremity' koydum evet. Niye denecek olursa, müzikteki uç noktalara ulaşma olayını, yani fonetik olarak hoşuma giden bir sıfatla belirtmek gerekirse, extreme müzik ve metal müziğin extremeleştiği noktalar üzerinde çok düşünüyor, dinliyor ve gözlemlemeye çalışıyorum elimden geldiğince ve imkanlar elverdiğince.
Evet nedir extreme müzik? Aslında extreme müzik denince genelde hız, tuşe, vokal gibi olayların maksimum hızlarda olduğu metal müzik boyutu olarak akla geliyor. Doğru ama eksik bir tanım olmakla beraber extreme müzik maksimize edilmişliğin yanında minimal bakış açılarını da kapsıyor diye düşünüyorum. Mesela 'extreme' metal olarak tanımlayabileceğim bir Origin, Suffocation, Dissection var elimde ama bir yandan, yine örnek vermem gerekirse Opeth, Nevermore veya bir Dream Theater da extreme sıfatının hakkını vermek konusunda pek sıkıntı çekmeyen gruplar arasında.
Extreme olan şeylerin bu gruplarda neler olduğu gayet merak edilebilir şeyler. Bazıları 'metal zaten extreme bir müzik, hatta bunu en başında sen de söylemiştin' diyebilir, haklı da olarak. Ancak extreme'lik ortak paydada bulunan bazı öğelerin, kompozisyon bilgisinin yardımı ile en iyi şekilde ortaya çıkarılmasıdır. Mesela Opeth - Ghost of Perdition parçasında, metronom açısından gayet sıradan bir hız ve armonik düzen ile parçada, bir bridge'deki double cross sound'unun en iyi şekilde çıkması için yapılmışçasına yazılmış arpejler görülüyor. Bir parça içinde olması şart olmayan bu uç noktada bulunma durumu Nevermore - Dead Heart in a Dead World albümünde de gözüme çarptı. İlk şarkıdan itibaren gerçekten hızlı ve şiirsel müziklerinin en büyük icraatlarını ortaya koyan grubun gitar tonları, sertlik açısından orta düzeyde gitmekte ancak tabi parçaya katılan diğer elementlerle sertlik konusunda çoğu death metal grubundan daha iyi iş çıkarmışlar. Ancak parçalar ilerliyor ve daha da gaz parçalar olmaya başlıyor derken, akustik gitarlı bir intro'ya sahip olan Insignificant parçası çıkıyor karşımıza. Balladları hatırlatan bir yapıya sahip olan parça, son zamanlardaki en sert gitar tonuna sahip olmakla birlikte, albümde sivrilmekle kalmıyor ve o tonla duygusal parçanın sahip olması gereken elementlere dair tüm klişeleri yıkıyor. Bu durum da bize tanımların ve müziğin kendisinin aslında sınırları olmayan şeyler olduğunu gösteriyor.
Evet extreme müzik benim bakış açımdan böyle bir konsept. Sanatın içinde bulundurmazsa olmazı olan uç noktaların sadece maksimize edilmekle değil, sadece işlenmiş yerin daha iyi bir şekilde ortaya çıkarılması olabileceğini görüyoruz. En azından görüyorum.
Bu farkı açıklamak için iki güzel parçayı sizlere tavsiye etmekten ve 4 Temmuz Dream Theater - Cynic konserlerinin de haberini vermekten büyük mutluluk duyar, hepinize bol ve kaliteli müzikli günler diliyorum.
Origin - The Aftermath
Nevermore - Dreaming Neon Black
